Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Arş. ve Uyg. Merkezi Müdürü Prof. Dr. Kaya Tuncer Çağlayan, “Türkiye’de o gece başlatılan kanlı darbe girişimini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı ile meydanlarda toplanan Türk halkı iradesiyle, kanıyla, canıyla engelledi. 15 Temmuz milletin zaferi ile sonuçlanmıştır” dedi.
Samsun Valiliği ve OMÜ tarafından 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü kapsamında ‘Tarihi Süreç Açısından 15 Temmuz’ konulu panel düzenlendi. Panelde OMÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Atatürk İlkeleri ve İnkilap Tarihi Arş.ve Uyg. Merkezi Müdürü Prof.Dr. Kaya Tuncer Çağlayan ve OMÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Faruk Sancar konuşmacı olarak katıldı. Samsun Müzesi’nde düzenlenen panele Samsun Valisi Orhan Tavlı, Sahil Güvenlik Karadeniz Bölge Komutanı Tuğamiral Ahmet Bahadır, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Mustafa Bahçepınar, İl Emniyet Müdürü Ahmet Arıbaş, OMÜ Rektörü Prof. Dr. Fatma Aydın, kurum müdürleri, gaziler, şehit yakınları ve vatandaşlar katıldı.
Panelde konuşan OMÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Arş. ve Uyg. Merkezi Müdürü Prof. Dr. Kaya Tuncer Çağlayan, “Türkiye’de maalesef 1960 darbesi ile başlayan 1971 muhtırası, 1980 askeri müdahalesi, 28 Şubat 1997 süreci gibi hemen hemen 10 yılda bir milli iradenin Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensuplarınca askıya alındığı bir tarihi yaşamış, bazı olumsuz etkileri günümüze kadar devam etmiştir. Ancak bunların sonuncusu 15 Temmuz 2016 darbe girişimi ismi geçen müdahalelerden farklı bir özellik taşır. Daha önceki darbeleri TSK içinden gelişen bir irade ile subaylar darbeyi gerçekleştirirken 15 Temmuz darbe teşebbüsünü gerçekleştirenler dini cemaat görüntüsü altında CIA uzantısı gizli bir örgüt tarafından icra edilmiştir” diye konuştu.
‘15 TEMMUZ MİLLETİN ZAFERİ İLE SONUÇLANMIŞTIR’
15 Temmuz darbe girişiminin milletin zaferi ile sonuçlandığını ifade eden Çağlayan, “Türkiye’de devletin başta TSK, yargı, emniyet, eğitim ve üniversiteler olmak üzere bütün devlet kurumlarına legal illegal yöntemlerle yerleşerek Paralel Devlet Yapılanmasına giden örgüt 15 Temmuz’da gerçek yüzünü bütün Türkiye’ye gösterdi. O gece başlatılan kanlı darbe girişimini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı ile meydanlarda toplanan Türk halkı iradesiyle, kanıyla, canıyla engelledi. Mülkiyeti Türk milletine ait olan uçaklar, tanklar, tüfekler ile halkın üzerine ateş açan, TBMM’yi, Külliyeyi, Emniyet Genel Müdürlüğünü, Genelkurmay Başkanlığı binası, Boğaziçi köprüsü gibi kritik kurum ve mekanları bomba ve mermilerle kontrol altına almaya çalışan şerefli Türk ordusunun üniformalarını gasp etmiş hainleri Ömer Halisdemir gibi kahraman ordu mensuplarımız ve iradesine sahip çıkan Türk milleti bertaraf etmiştir. 15 Temmuz milletin zaferi ile sonuçlanmıştır” dedi.
‘FETÖ MENSUPLARI HER NE KADAR LİDERLERİ ÖLDÜYSE DE BOŞ DURMAMAKTADIR’
15 Temmuz’da şehit ve gazilerin hesabının sorulduğunu belirten Çağlayan, “Devletimiz, kılcal damarlarına kadar sızan paralel yapıdan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ve diğer yasal yöntemlerle mücadele ederek 15 Temmuz’da 251 şehidimizin ve 2 bin 740 gazimizin hesabını sormuştur. Sadece 15 Temmuz’da değil, öncesinde çalınmış sınav soruları ile hakları yelnienlerin, düzmece iddianamelerle sivil, askeri kurumlardan uzaklaştırılan vatandaşlarımızın, devletin mahremlerini satanların, Necip Hablemitoğlu ve Muhsin Yazıcıoğlu gibi cinayetlerin hesabını devletimiz sormuştur ve sormaya devam etmektedir. Bundan sonrası için Türkiye Cumhuriyeti Devleti gevşemeden FETÖ ile mücadelesinde kararlılığını korumalıdır. Takiyede kimsenin yarışamayacağı FETÖ mensupları her ne kadar liderleri öldüyse de boş durmamaktadır. Millet ve devlet düşmanlarına hak ettikleri temkin ve tedbiri almakta Türk devleti teyakkuz halini korumalıdır. Aziz Atatürk’ün emaneti Türkiye Cumhuriyeti’nin payidar ve Türk milletinin hür kalması bunu gerektirmektedir” diye konuştu.
OMÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Faruk Sancar da şöyle konuştu:
“15 Temmuz darbe girişimi, Cumhuriyet tarihinde yaşanan diğer darbe girişimlerinden farklı özellikler göstermektedir. Diğer darbe teşebbüsleri silahlı kuvvetler içinden bir kadronun devlet idaresini ele geçirmek üzere gerçekleştirdiği bir eylemken, 15 Temmuz kalkışması bunlardan farklı olarak doğrudan sivil bir grup tarafından sevk ve idare edilen ama yanı zamanda silahlı kuvvetler içinde yuvalanmış bir grubun eliyle gerçekleştirilen bir kalkışmadır. Her darbe teşebbüsünün kendisine ait bir motivasyonu olduğu gibi 15 Temmuz isyan girişimini destekleyenleri de motive edici bir dinamik söz konusudur. Bu sebeple FETÖ’nün tehdit kapasitesini büyük oranda yitirdiği bir süreçte bu ihanet hareketinin doktriner zeminini esaslı bir şekilde değerlendirmek gerekmektedir. Bu probleme bakışımız sadece darbe ve terör eylemlerine karışan kişi ve yapıları engelleme veya demokratik rejimi koruma refleksiyle sınırlanmamalıdır.
Haber : DHA






















