Av. Osman Zeki GÜNAY

YENİ GEÇİM KAYNAĞI ECRİMİSİL

  • 2
  • 0
  • 3080

Ecrimisil (haksız işgal tazminati), elbette yeni bir kavram değil. Osmanlıdan beri var olan ilk olarak Mecelle kurallarıyla ortaya çıkan bir kavramdır. Ancak ecrimisil davaları, ekonomik sıkıntıların artması, internetin yaygınlaşması ve bilgiye ulaşımın kolaylaşması ile insanların bilinçlenmesi ve haklarını öğrenmesinden kaynaklı olarak günümüzde büyük bir artış göstermektedir. Ecrimisil davası ile malını kullanma ve semeresinden faydalanma yetkisi elinden alınan malik, haksız yere ve kötü niyetli olarak kullanan malikten hatırı sayılır miktarlarda tazminat almaktadır. Bu dava, bireyler için adeta ek gelir kalemi haline gelmiştir.
 
Ecrimisil, en kısa anlamıyla, kötü niyetli zilyedin ödemek durumunda olduğu tazminat miktarıdır. Ecrimisilin birçok türü bulunmakla beraber, bu yazımda yöremizde en çok dava konusu olan paydaşlar arasında görülen ecrimisil davaları üzerinde duracağım. Bu durumun yöremizde ortaya çıkmasında iki ana neden etkin rol oynamaktadır: göç ve kadınlara karşı olumsuz tutum.
 
Yöremizde, insanlar çeşitli nedenlerle ata topraklarını bırakıp başka yerlere göç etmiş yahut göç etmek zorunda kalmıştır. Bu durumdan kaynaklı olarak insanlar, zamanla malik olduğu taşınmazlardan soyutlanmış, taşınmazlarına yabancılaşmıştır. Hal böyle olunca taşınmazları ile ilgilenmemişler, semerelerinden faydalanmamışlardır. Tabi buna yöremizde en büyük semere olan çayın, tarımsal faaliyetinin uzun mesaisi ve meşakkati de eklenince, kişiler taşınmazı diğer maliklerin inisiyatifine bırakmışlardır. Taşınmazı kullanan semerelerinden faydalanan kimi malik diğer maliklere hakları karşılığını vererek adaletli davranmaya çalışmış, kimi malik ise “Ben Çalıştım, Ben Uğraştım, Yağmurda, Çamurda Ben Çay Topladım” düşüncesi ile diğer maliklerin hakkının olmadığı düşüncesiyle hareket etmiştir. 
 
Yöremizde yıllardır süre gelen “Kadınlara Mal Verilmez!” uygulaması ve düşüncesi maalesef yaygındır. Bu düşünceden kaynaklı olarak özellikle erkek tapu malikleri, tapu üzerinde malik olsa bile “Burası Babamın Toprağıdır Eniştenin Burada Ne İşi Var”, “Ben, Enişteye Malını Yedirtti Demem” söylemleriyle kadın maliklerin taşınmazdan ve semerelerinden faydalanmalarını engellemişlerdir. 
 
Bu durumlarda kötü niyetli zilyede karşı başvurabileceğimiz kanun yolu olan ecrimisil davası karşımıza çıkıyor. Paydaşların birbirine yönelttikleri Ecrimisil davası, malikin ayni hakkına dayanarak söz konusu malını kullanma yetkisinin elinden alınması neticesinde, haksız yere ve kötü niyetli olarak kullanan, geri verme yükümlülüğünü yerine getirmeyen maliklerden haksız işgal tazminatının alınması için açılan bir davadır. Uygulamaya göre ecrimisil tazminatı davalarında, zamanaşımı 5 yıl olup, zaman aşımı başlangıcı davanın açıldığı tarihtir. Davacı taraf, dava tarihinden geriye dönük olarak 5 yıl için ecrimisil talep edebilir.
 
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün(çay, portakal, mısır, mandalina) veren ya da (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
 
Ayrıca dikkat edilmesi gereke diğer bir husus da uzun süreli kullanım. Özellikle yerel mahkeme ve istinaf mahkemeleri, uzun süreli kullanımlarda; taşınmazlardan yararlanmayı istemeyen, taşınmazları kullanmak istediklerini yazılı olarak bildirmeyen davacıların, birden bire giderek ecrimisil talep etmesini hakkın kötüye kullanılması yasağı kapsamında değerlendirip, hukuk düzeninin bunu korumaması gerektiği yönünde karar vermektedir. Bu gibi durumlarda davacı olacak tarafın, zimmi muvafakatini kaldırması için noter aracılığıyla ihtarname göndermesi gerekmektedir. 
 
Taraflar tavsiyem hukuki yola başvurmadan önce uzlaşmayı denemeleridir. Zira yargılamalar bir hayli uzun sürmekte ve yargılama masrafları çoğu ailenin bütçesini sarsmaktadır. Uzlaşma sırasında ise; talepte bulunan tarafın, karşı taraf kadar taşınmaz üzerinde hakkı olduğunun ve özellikle çay tarımından kaynaklı bir gelir söz konusu ise çay tarımının yorucu, uzun mesaisi ve meşakkati unutulmaması gerekmektedir. Ayrıca tarafların uzlaşamamaları durumunda dava açmadan yahut davaya cevap vermeden önce mutlaka bir hukuki yardım almaları naçizane tavsiyemdir.

Yorum Yap

Yazarın Diğer Yazıları

YENİ GEÇİM KAYNAĞI ECRİMİSİL

  • 2
  • 0
  • 3080